DÜNYANIN BUGÜNKÜ MANADA ILK STANDARDI (KANUNNAME-I IHTISAB-I BURSA)
 

Türkler, Anadolu topraklari üzerinde hükümet kurduklarinda, her alanda bugün dahi önemli sayilacak uygarlik örnekleri vermislerdir. Standard konusu da bunlar arasindadir. Yaklasik bes yüzyil önce Bursa, Edirne, Sivas, Erzurum, Diyarbakir, Çankiri, Aydin, Mardin, Karahisar, Musul, Rize, Amasya, Içel, Arapkir, Karaman ve daha pek çok yerin mahalli özelliklerine ve üretim çesitlerine göre standard kurallari konulmus ve ciddi olarak uygulanmistir. 

1502 tarihli ve zamanin padisahi Sultan II. Bayezid Han tarafindan çikarilan "Kanunname-i Ihtisab-i Bursa", bu gerçegi dogrulayan ve yazili en eski belgedir.

Türk Standardlari Enstitüsü, kurulusunun 40. Yilinda, büyük tarihi degeri bulunan bu belgeyi, Topkapi Sarayi Müzesi Kütüphanesi'ndeki orijinalinden çogaltarak ilgililerin istifadesine sunmustur. Böylece, çagdas standardizasyon faaliyetlerine isik tutulmak istenildigi gibi, dünya standard tarihine de önemli bir kaynak kazandirilmistir. 

Belgenin dili, bugünkü nesil için oldukça eski oldugundan, metnin gerekçesi ile hüküm ifade eden kisimlari önce Latin harfleri ile okunur hale getirilmis ve daha sonra bugünkü Türkçe ile anlasilabilir sekilde kaleme alinmistir.

Kalkinmanin temel taslarindan biri olan standardin öneminin yüzyillar önce Türkler tarafindan kavrandigini ifade eden bu belgede bugünkü anlamda, boylama, ambalaj, kalite gibi esaslar ile narh ve ceza hükümlerine yer verilmistir.

Kanunname-i Ihtisab-i Bursa'nin gün isigina çikarilmasi ile dünya standard tarihine önemli bir belge kazandirilmis, Türk milletinin, medeni aleme bu yönden tanitilmis ve milli bir hizmetin yerine getirilmis olduguna inaniyor, saygilarimi sunuyorum.

BURSA BELEDIYE KANUNU
Defter örnegi budur ki;
Iktidar sahibi Padisahdan gelen emirde:
Bursa'da olan is adamlari ve bilirkisilerin hazir bulundurulup her alanda alinan, satilan ve islenen çesitli kumaslarin, giyeceklerin ve satilan seylerin tümüne konulmus narhlarin her nev'i için ve her zaman nasil oldugu ayri ayri tesbit edilerek mufassal bir defter yapilmasi ve padisahin tahta çikisindan önce narhlarin ne üzerine cari oldugu ve o vakitten beri birimlerinde bir sorulmakta ve bu neden ileri geldigi ve el'an ne islem degisiklik bulunup bulunmadigi ve varsa degisikligin yapildigi hususlarin derinligine incelenip süpheli ve bilinmiyen bir tarafi birakilmamasi, sonra bu hususlarin zaman geçirilmeden deftere yazilip gönderilmesi istenmekte ve bu defter ihtiyaç halinde bas vurulacak bir kanun olacagi için noksan olmamasi ilave olunmaktadir.

Ezelden yüksek makamin bu emrine uyularak her evsaf ve bilirkiseliri ayri ayri hazir bulundurulup narhlarin her birinde eskilerinin nasil oldugu ve el'an bu halini muhafaza edip etmedigi ve degisiklik varsa sebebi ve ne zaman meydana geldigi soruldukça hiçbir is alaninda eski kanundan eser kalmamistir. Bütün narhlar bes alti yildan beri tamamen degismis ve bozulmustur. Narhla katiyen amel edilmemektedir. Dediler. 

Öyle olunca ekmekçilerin teftisine baslanip eski kanunlari soruldu. Her zaman bugdayin ucuzluguna ve dolgunluguna göre hakimin emri ile güvenilir bilirkisiler çesni tutarlardi. Dört bes yil vardir ki ekmekçiler hüküm getirip bunda sehir ileri gelenlerinden birkaç bilirkisi hakim marifetiyle çesni tutup onunla amel edilsin diye emrolunmus ve o tarihte çesni tutulup söyle kararlastirilmistir ki Bursa'nin "Mud" (bir mud bes kile) adli ölçegiyle bugdayin alasi yüz on akçaya ortasi yüze ve düsügü seksen bes akçaya oldugu zaman ekmek yediyüz dirhemi bir akçaya olacak ve fiyatlarda artma, eksilme vukubuldugu takdirde bu kiyasla yeni narh tayin olunacak. su sart ile ki un ince elekten elenmis olacak, ekmek iyi qisecek, ak olacak ve kokusu bulunmayacak.

Amma bu sartlar acaba fiilen yürürlükte ve yerlesmis midir diye sinamak için bir kaç yerden ekmek getirtildi. Kimisi çig ve kimi kara, bazisi da eksik bulunup sebebi sorulunca hazir bulunanlarin çogu dediler ki her gün her firindan kah çig, kah eksik diye beser onar akça alip göz yumarlar, hatta Belediye memurlari firindan akça almasin diye emir bile gelmistir. Geregine uymazlar. Eskisi gibi akçaler alirlar. Eksigini ve ayibini gizleyip örterler. Aldiklari akçayi görünürde ceza olarak alirlar. Gerçekte bununla eksige ve ayiba izin verirler. Dediler. Öyle olunca günün muhtesibine (Belediye Baskani) bu iskence ve sallapatilige vakif misin denildiginde ben henüz geldim bunlari bilmem katibim ve kahyam eskiden kalmadir onlara sorunuz, dedi. Onlara bu kadar çig ve kara ve eksik nedir, niçin gözlemezsiniz denince, bu defa günahimizi af edin. Bundan böyle ihtimam edelim, gözleyelim, artik olmasin dediler. Tekrar tekrar bundan böyle gaflete düsmemeleri, seriat ve kanun disi is yapmamalari söylendi. Az vaki içinde eskisinden ziyade fenaliklari görüldü. Yine defalarca hatirlatildi. Fakat kat'iyen iltifat etmediler. ser'e, kanuna uymadilar.

Ekmekçiler ve bilirkisileri toplanip eski narhlari soruldugunda: Eski günlerden beri ve her zaman ekmek, veznine göre yüzelli dirhem eksik islenegelmis, ancak unu ekmek unundan ari olmak, ince elekten elemek ve yüzünde yeteri kadar hashasi bulunmak ve gevrek pismek sart imis. Bugün yariya düsürülen yag yerine unun bir kilesine bir okka tatli yag konulmasi, üstüne hashas ekilmesi ve ari undan islenmesi gerekirmis. Bugünkü halde degisik ve bozuk bulundu. Sebebi ve zamani, dört bes yildir akça alinip gözetilmemek oldugu ortaya çikti. Bundan böyle eski narh üzerine isleyin denildi.

Keresteler:
Pedavra tahtasinin uzunlugu bina zirai ile bir bina zirai 75 cm iki zira olup yüz tanesinde yirmi taneden fazla kapak bulunmayacak. Bes pedavra, dört pedavra diye satildiginda asil tahtalar o kadar çikacak, fazla noksan olmayacak. 
Biçki tahtasinin uzunlugu sekiz karis,
Turra tahtasi dokuz karis, 
Hizar tahtasi on iki karis,
olacak. Eskiden de böyle imis, sonra kökünden bozulmus. Sebi yukarida açiklanan. Halen kanunu üzerine kararlastirildi. 
Ve hamallar nalsiz at kullanmayip bag yükünün iki yükünden ziyade getirmiyecek.Katir odunun uzunlugu üç karis,
Deve odunu alti karis 
olur. Ve Uludag'dan nasil yükletilmis ise sehire o halde gelirdi. Halen bölünüp kisa kesilirmis. Men edilip eski kanun kararlastirildi. Gözetilirse. Degisikligin sebebinin de, devecilerden her sehire geldiklerinde Belediye adamlarinin akçaler almis oldugu anlasildi. 

KANUNNAME-I IHTISAB- BURSA'NIN KAZANDIRDIKLARI 

Hemen bütün tarim ve hayvan ürünleriyle mevcut sanayi mamülleri gerek vasif, gerek fiyat yönlerinden standard sayilabilecek esaslara baglanmis ve özel bir teskilatla bunlar daimi bir denetim altinda tutulmustur. 
Standard esaslari ve narhlarin tesbitinde üreticilerin bilirkisilerin, halkin ve diger ilgililerin fikirleri alinip yazili belge haline getirilmistir. 
Tarim ürünleri degerlendirilirken, cins, tür, çesitleri ile turfanda zamanlari göz önünde bulundurularak fiyatlari sabit tutularak sadece üretim mevsimine göre degistirilmistir. 
Sanayi mamüllerinden ham maddeler ve isçilik üzerinde durulmus, gereken yerlerde bilesim ve boyutlar verilmistir. 
Alim satimlarda tüccarlar ile, dükkanda veya seyyar saticilar için ayri kar hadleri konulmus ve kar payi genel olarak yüzde on olarak kabul edilmistir. 
Türk Milleti: 
Uygulanacak kanunlari hazirlamada, halkin her sinifina yer ve deger vermek suretiyle ileri ve genis demokratik anlayisini, 
Tasima islerinde nakliyecileri nalsiz hayvan kullanmamaga ve fazla yük yüklememege zorlayarak yüksek insanlik duygularini, 
Hayvanlarin ayaklarina mih degirip sakatlayan nalbantlarin, iyi edinceye kadar bunlara bakmaga ve yemlerini vermege mahkum etmek yolu ile adelete saygi ve bagliligini, 
seker alis verisinde saticiyi, seker kellesini en çok üç katli kagitlara sarmaga ve kiriklariyla tozlarini ayri kagida koydurup aliciya göstermege ve ayri fiyatla satmaga mecbur tutmakla da ticarette hak ve dürüstlüge verdigi önemi, 
fiilen ortaya koymustur.

"Kanunmane-i Ihtisab-i Bursa" ve bunun düzenlenmesine temel olun Padisah Fermanindan da anlasilacagi gibi vatandaslarin günlük yasayis ve geçimi ile siki sikiya ilgisi bulunan Belediye Kanunlari, her Hakimlik bölgesinde ayri ayri ve dogrudan dogruya halkin ihtiyaç ve isteklerinden alinan ilhama dayanilarak düzenlenmis ve Padisah otoritesi, sadece bunlari yürürlüge koyan bir tasdik serhinden ibaret kalmistir.