M A N İ L E R   V E   T Ü R K Ü L E R 

M A N İ L E R

Şu Simav’ın sazları
Gece geçer kızları
Suyundan mı güzeldir
Şu Simav’ın kızları

Halı dokurum halı
Halı Simav’ın malı
Halı dokuyan gızların
Benizleri sapsarı

Evimizin önü musluk
Bir tanem çalar ıslık
Şu Simav’ın kızları
Kavrulmuş taze fıstık

Gaynanam geliverse
Dolmayı dürüverse
Biz dolmayı yerken
Gaynanam ölüverse

Küp üstünde kavurma
Gaynana karşımda durma
Gözlerin çapaklanmış
Midemi bulandırma

Elek kalbur içinde
Kahve fincan içinde
Şu Simav’ın kızları
Naylon gömlek içinde

Fırın üstünde tandır
Yandır Allah’ım yandır
Şu Simav’ın gızları
Ak kaymak taze bal’dı

Sular donar olukta
Kunduz çıkmaz soğukta
Baba beni evlendir
Donuyon bu soğukta

Simav’ın ovansında
Su durmaz kovasında
Yârim aklıma geldi
Namazın duasında

Simav yolu bayır mı?
Yârim çantan ağır mı?
Hiç izne gelmiyon
Baş çavuşun gâvur mu?

Düz ağacın çamları
Dolaşalım yolları
Mezarıma taş olsun
Sevdiğimin kolları  

 

T Ü R K Ü L E R

KADİR EFE'NİN TÜRKÜSÜ
Delhadır başındayım
Simav'ın Kaşındayım
Bana da Kadir Efe derler
Zeybekler başındayım.
Dumanlı dağlar,
Karagözlüm ardımdan ağlar

Cezvemin sapı yeşil
Şekerli kahve pişir
Bugün baskın basanın
Akllın başına devşir
Dumanlı dağlar,
Karagözlüm ardımdan ağlar

Karşıyaka'dan ndin mi?
Çalı dibine sindin mi?
Bana da Kadir Efe derler
Olamaz olmaz gayri
Kadir efe unutulmaz gayri.

AKDAĞ YAYLAS'INDA
Asarköy'den çıktım başım selamet
Akdağ yaylasında koptu kıyamet
Beni de vuran uzunalo Delahmet
Yaylalara çıkıp yaylayamadım
Sevdiğimle gönül eyleyemdim.
    Ne deyim ay Ahmet Allah'tan oldu
    Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.

Martinimi atamadan kırıldı
İsmail Ağa, dal boynuma sarıldı,
Kör Mülazım, vurun diye bağırdı
Yaylalara çıkıp yaylayamadım
Sevdiğime gönül eyliyemedeim
    Ne deyim ay Ahmet Allah'tan oldu
    Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.

Gediz pazarıdır benim pazarım
Akdağ Yaylası'nda kaldı mezarım
Sağ olaydım şu yaylalarda gezeydim
Yaylamaya çıktım yaylayamadım
Sevdiğimle gönül eyleyemedim
    Ne deyim ay Ahmet Allah'tan oldu
    Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.

İSLAMOĞLU
İslamoğlu derler benim adıma
Dayanılmaz ince bıçağımın tadına
Üç yüz atlı gelemiyor yanıma
    N'olaydım da keşke teslim olaydım
    Konak avlusuna kendim varaydım

İslamoğlu inip gelir inişten
her yanları görülmüyor gümüşten
Vallah billah  haberim yok bu işten
    N'olaydım da keşke teslim olaydım
    Konak avlusuna kendim varaydım

İslamoğlu dağbaşında yaslanır
Yağmur yağar al cepkeni ıslanır
Bir gün olur deli gönül uslanır
    N'olaydım da keşke teslim olaydım
    Konak avlusuna kendim varaydım

İslamoğlu Sarıçam'a dayanadı
Kar topu dizlik al kanlara boyandı
Yörük kızı uykusundan uyandı
    N'olaydım da keşke teslim olaydım
    Konak avlusuna kendim varaydım

İslamoğlu derler benim adım
Tavlada bağlandı kaldı kır atım
Hasret kıyamete kaldı muradım,
    N'olaydım da keşke teslim olaydım
    Konak avlusuna kendim varaydım
 
   

Not: Simav'ın has türküsü olan "Vehbi" 1962 yılında Simav Yaren meclislerine konuk olan aslen İnegöllü, Küahya'da meşhur olmuş "Hisarlı Ahmet İnegöllüoğlu" tarafından birçok Simav türük ve ve zeybek oyunları gibi, Kütahya adına kaydettirilmiştir.Yukarıdaki Vehbi türkümüz de 1978'den sonra bütün müzik piyasasına ve TRT Repertuarı'na "Kütahya'nın Pınarları" olarak kaydettirilmiştir.